Emisyon Azaltım Hedeflerine Yönelik Görüşler İstişare Edilecek

Brezilya, hükümetlerin, gezegeni ısıtan emisyonları azaltacak planların yakında yapılacak bir değerlendirmesine uluslararası toplumun nasıl yanıt vermesi gerektiği konusunda farklı düşündüklerini ve bu görüş ayrılıklarının giderilmesi gerektiğini söyledi.
Kasım ayında Amazon’daki Belém kentinde düzenlenecek BM iklim zirvesinde müzakereleri yürütecek olan COP30 Başkanı Andre Correa do Lago, bu doğrultuda “açık, samimi ve yaratıcı bir diyalog için tüm koşulları sağlamaya kararlı” olduğunu ifade etti.
Correa do Lago, şimdiye kadar yayımladığı altıncı açık mektubunda, bu sürecin önümüzdeki haftalarda tüm ülkeler için çevrimiçi bir oturumla başlayacak bir dizi istişareyi içereceğini belirtti.
COP Başkanı, Eylül sonuna kadar sunulması gereken yeni ulusal iklim planlarının “biçimi ve içeriği” hakkında ilk görüşleri toplamayı umduğunu söyledi. Ayrıca BM iklim değişikliği organının Ekim ayında yayımlamayı planladığı özet rapora dair de geri bildirim almayı hedeflediğini aktardı.
2025 Raporu 2035 Hedeflerine Yönelik Bir İlk Olacak
Söz konusu BM “Sentez Raporu”, hükümetlerin “Ulusal Katkı Beyanları” (NDC’ler) olarak bilinen planlarındaki hedeflere göre, 2030 ve 2035’e kadar sera gazı emisyonlarını azaltma yönündeki toplu çabaları değerlendirecek.
2024’te yayımlanan son rapor, mevcut ulusal planların tam olarak uygulanması durumunda, 2030 yılında emisyonların 51,5 gigaton karbondioksit eşdeğeri seviyesinde olacağını ortaya koymuştu. Bu seviye ise 2019’a kıyasla sadece %2,6’lık bir azalmaya denk geliyor.
Üstelik bu oran Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) küresel ısınmayı sanayi öncesi döneme göre 1,5 derece ile sınırlama şansını korumak için bu on yılın sonuna kadar gerekli olduğunu söylediği %43’lük azaltım hedefinin çok gerisinde.
2035 yılına kadar ise, küresel net sera gazı emisyonlarının 2019 seviyelerine kıyasla %60 oranında azaltılması gerekiyor. 2025 Sentez Raporu ayrıca 2035 hedeflerini değerlendiren ilk rapor olma özelliğini taşıyacak.
COP30 Başkanı, ülkelerin yaklaşan sentez raporunun bulgularına nasıl yanıt verilmesi gerektiği konusundaki fikir ayrılıklarına dair ayrıntıya girmedi. Ancak bazı ülkelerin, bu raporun önemini ve iklim eylemini artırma gerekliliğini küçümsemeye çalışması bekleniyor.
Uzmanlar, bu raporun muhtemelen, küresel ısınmayı uzun vadede 1,5 derece ile sınırlamak için planlanan çabaların ciddi şekilde yetersiz olduğunu ortaya koyacağını söylüyor. Halbuki 2024 yılı, bu kritik eşiğin üzerinde ortalama sıcaklıkların kaydedildiği ilk tam takvim yılı olmuştu.
COP30 başkanı mektubunda şu ifadelere de yer verdi:
“Eğer bir bütün halindeki NDC’lerin ortaya koyduğu tablo hayal kırıklığı yaratırsa, bu tabloyu yaşanabilir bir gezegeni garanti altına alacak, tüm ekonomileri koruyacak ve tüm halklar ile tüm nesiller için yaşam standartlarını ve yaşam fırsatlarını artıracak bir tabloya dönüştürmek bizim ortak sorumluluğumuzdur.”
NDC’lere Odaklanmak Stratejik Bir Hamle
Correa do Lago ayrıca bazı ülkelerin, gündemde yer almadığı ve her beş yılda bir düzenlenen “Küresel Durum Değerlendirmesi” (Global Stocktake – GST) süreci nedeniyle, hedef yetersizliğini COP30’da resmi olarak ele almanın yeri olmadığını düşündüklerine dair bir imada da bulundu.
2023 yılında yapılan ilk GST, enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşılması yönünde tarihi bir küresel taahhütle sonuçlanmıştı. Ancak o zamandan bu yana bu taahhüdü uygulamaya geçirmek için çok az ilerleme kaydedildi.
GST’nin uygulanmasına ilişkin resmi “diyalog” sürecinde derin görüş ayrılıkları nedeniyle tartışmalar tıkanmış durumda. Gelişmiş ülkelerin çoğu, küçük ada devletleri ve Latin Amerika ülkelerinden oluşan Bağımsız Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Grubu, müzakerelerin GST hedeflerine ulaşma yönünde “toplu ilerlemenin” değerlendirilmesi için kullanılmasını istiyor. Ancak Çin ve Suudi Arabistan’ın da içinde bulunduğu Benzer Görüşlü Gelişmekte Olan Ülkeler grubu ve Hindistan buna karşı çıkıyor.
Correa do Lago, son mektubunda, birçok ülkenin de vurguladığı gibi, “Amacımız ikinci GST’yi peşinen yargılamak ya da ara bir değerlendirme yapmak değil. Aksine, uygulamanın güçlendirilmesini sağlamaya çalışacağız” dedi.
İklim konularında çalışan 50’den fazla Brezilyalı kuruluştan oluşan Observatório do Clima ağı, mektuptaki NDC vurgusunun “stratejik bir hamle” olduğunu çünkü bu planların yeterliliğinin, COP30’un başarısı ile doğru orantılı olduğunu söyledi.
Tabloya baktığımızda ise şu ana kadar aralarında Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan gibi büyük emisyon kaynaklarının da bulunduğu ülkeler adım atmazken, toplamda ülkelerin yalnızca beşte biri ulusal katkı beyanlarını açıklamış duruda.
Observatório do Clima, 2035 yılına kadar küresel emisyonlarda %60 kesinti sağlanabilmesi için iklim hedeflerinin “önemli ölçüde artırılması” gerektiğini vurgularken, bunun gerçekleşme ihtimalinin “zayıf” olduğuna dikkat çekti. Topluluk özellikle de dünyanın ikinci en büyük salıcısı olan ABD’nin Paris Anlaşması’ndan ayrılışının hedefleri sekteye uğrattığını da belirtti.
COP30 başkanının mektubunda tüm bunların yanı sıra, BM Genel Sekreteri tarafından 24 Eylül’de, New York’taki BM Genel Kurulu oturumu çerçevesinde düzenlenecek üst düzey bir etkinliğin, henüz yeni 2035 emisyon azaltım hedeflerini açıklamamış olan ülkeler için “önemli bir platform” sağlayacağı belirtildi. Bu hedefler, hükümetlerin “COP30’a, çok taraflı iklim rejimine ve daha müreffeh bir geleceğe verdikleri desteğin nihai göstergesi” olarak tanımlandı.