Enerji sektörünün metan emisyonları hâlâ endişe verici seviyede

IEA’nın uydu verileriyle hazırladığı son Küresel Metan Takipçisi raporuna göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan metan salımları yıllık 120 milyon ton seviyesinde sabitlenmiş durumda. Raporda, petrol, doğalgaz ve kömür üretimindeki rekor artışın metan emisyonlarını yüksek tuttuğu vurgulandı.

Enerji sektörü, insan faaliyetlerinden kaynaklanan toplam metan salımlarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Ancak bu emisyonların büyük kısmı, gelişmiş ölçüm teknolojilerine rağmen hâlâ resmi rakamların üzerinde seyrediyor. Öte yandan, şeffaflık ve veri toplama konularında son yıllarda ilerleme kaydedildiği belirtiliyor. Bugün itibarıyla 25 farklı uydu, metan salımlarını izleyebiliyor.

2023 yılında büyük petrol ve gaz sahalarında metan sızıntıları rekor düzeye ulaştı. Ayrıca terk edilmiş petrol ve gaz kuyuları ile eski kömür madenlerinden yayılan metan da küresel çapta yaklaşık 8 milyon tonluk ek bir yüke neden oldu.

IEA raporu, enerji kaynaklı metan emisyonlarının yüzde 70’inin mevcut ve maliyet açısından uygulanabilir teknolojilerle önlenebileceğini ortaya koyuyor. Buna rağmen, bugün küresel petrol ve gaz üretiminin yalnızca yüzde 5’i, neredeyse sıfır metan salımı hedefini karşılayan standartlara uygun üretim yapıyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Mevcut veriler, hedeflerin uygulamada ne denli geride kaldığını net biçimde ortaya koyuyor.” dedi. Birol, daha fazla somut adım atılmadıkça, metan emisyonlarının iklim hedeflerini ciddi biçimde zora sokabileceği uyarısında bulundu.

ABD ve Avrupa Birliği öncülüğünde 100’den fazla ülke, 2021’deki COP26 İklim Zirvesi’nde Küresel Metan Taahhüdüne imza atarak, 2030’a kadar metan salımlarını 2020 seviyesine kıyasla en az yüzde 30 azaltma sözü vermişti. Ancak gelinen noktada bu hedeflerin hayata geçirilmesi için daha fazla siyasi kararlılık ve teknolojik uygulama gerektiği görülüyor.

Başa dön tuşu